
Kimsem yokken beni yalnız Sen anladın,
Beni anan, halimi gören, kısık sesimi işiten Sendin…
Yoktum, çaresizdim, güçsüzdüm…
Uzatacak elim, diyecek dilim yoktu
Sen elim oldun, dilim oldun, gücüm oldun, çarem oldun…
Ben aczimin şuurundayken azametin beni korurdu, kavurucu güneşlerde bırakmazdı gölgen beni, kibrin ateşinden rahmetinin serinliğine sığınırdım, Senin büyüklüğünde küçülürdüm, küçüldükçe erirdim ve Sana karışırdım, Senle olunca elemler uğramazdı kapıma, Sahibim Sen olunca kimseye muhtaç etmezdin beni, derdimi Sana derdim, közümü rahmet pınarında serin eylerdim, Cemalini seyrederdim, yakınlığını derin derin hissederdim…
Fakat öyle kalamadım, Senin verdiklerinle doldururken midemi, şükürle doyuramadım kalbimi, her nefesimi Senin üflediğini fark edemedim, kitabını okuyamadım, sesimi kirlettim; hayır konuşamadım, sözümü boşa sarf ettim … Sen ellerimi sıkı sıkı tutarken, ben minnetle bakamadım yüzüne, başımı çevirdim ellere, sahte güzellerin cazibesine takıldım da En güzeli göremedim… Güzel gören güzel düşünürmüş ya göremedim, düşünemedim, zannın kötüsüne takıldım, hasedi bağrımda ağırladım, dedikodudan kaçamadım, kinimi yenemedim, nefsime dur, diyemedim, şeytanı sevindirdim, o sevindikçe ben eridim, o sevindikçe ben yenildim…
Şimdi bir kere daha kapına geldim, rahmetini celbedecek halis bir imanım yok, Sana sunacak hediyem dahi yoktur. Ellerimi boş, kalıbımı boş getirdim, rahmetinle doldurasın istedim… Bana bahşettiklerini kaybettim, ihlası, vefayı nerde unutmuşum, ah nerelerde bulayım şimdi onları… Senin hazineni Senden başka kim dağıtır, kim eriştirir beni bir kere daha paklığa, kirlettiklerimi temizle Allahım, kalbimin ziftini arındır, nurunla yıka onu ve müsaade etme Senden başkasına dönmesine, sevmediklerini sevmesine, karalmasına, daralmasına…
Senden başka kimsesi olmayan kulun, günahından beli bükülmüş kulun, ayıbından yüzü kararmış kulun kapındadır. Varıp varıp çaldığı kapılardan kovulmuş, kalbi bin bir parçaya bölünmüştür. Şimdi ellerini Senden başkasına açmamaya yeminli, dudağında adın, kalbinde sevgin, yolunda Sevgili’nin (sav)… Acıyor kalbi Allahım, yanıyor durmadan, Sen onu serinletmezsen külleri savrulacak rüzgara, lûtfedip umanına katmazsan kuruyup gidecek Sana akan bu birkaç damla gözyaşı…
Ne olur dostlarının duaları Sana doğru uçarken, şu aciz kelimelerimin de Sana doğru emeklemesine izin ver, onların rahmetinden nasiplendikleri gün, beni kaybedenlerden etme, imrendirme Allahım, nedametle yakma kulunu, Senden uzak bırakma…
Beni bana bırakma, bırakma da aşkına yanayım ne olur,
Hep Sana dayanayım, rızana ulaşayım…
Lûtfet Sana gelenlerle Sana koşayım,
Onlarla beraber kapını çalayım,
Çalayım da kovulmayayım…

Ellerim tutmaz şimdi, dilim lâl, kulağım sağır
Etme, Sensizliğin yükü çok ağır Karanlıkta kaldım, her yerde gam, her anım kahır
Rabbim ruhumu huzur(un)a çağır
Senden biliyorum, rahmetin gazabından çoktur
Acizlere dahi lûtfun pek boldur
İhlas ver şu müflise, koruyucum ol
Ateş ol yak sinemi, ak korum Sen ol
Dün aldandım, bugün biçâreyim, yarına da kimsem yoktur
Ne olur Sen hep benimle ol,
Yaralı kalbimin tek Yâri ol,
Kerem et!
Başka hiçbir yere sığmayan azametinle acizinin kalbine dol…
Sen sevdiklerini kollarsın,
İbrahim gibi teslim olamasam da Sana gülşene çevir yangınlarımı,
Eyyub’a musallat olan kurtlar kalbimi kemirirken
Yunus kulun gibi karanlıklarda bırakma beni,
Dilim kendime zulmettimlerle inlerken
Belki tutarsın diye kaldırıyorum kirinden utandığım ellerimi:
Sensin Kadir, kudret Senin…
Sensin Rahim, rahmet Senden,
Aziz Sensin, Ğafur Sen…
ve
Ya Latif !
Ben bana yetemem, bana yet/iş lütfen…

Damla damla karışayım Yar ummanına
Güç Senin, takdir Senin hayranım her nakşına
Garibim Yar, ruhumla bedenimle kurbanım yoluna
Sıyrıldım ellerden, koptum be(de)nden
Geldim Sana, beni Sana bağ(ış)la
La rêverie