ALLAH'IM ASKINI LÜTFET
  LEYLANIN ADRESI
 

.................Leylâ'nın adresi sokak değildir - ................... 



“Leylâ’da kalma, Leylâ’yı aş. Leylâ’da kalırsan Mecnûn olur, diyar diyar gezersin. Sen, Leylâ’dan Mevlâ’ya ulaş. Ulaşırsın ulaşırsın! Kararlı ol! Metin ol! Umudunu yitirme! En büyük yenilgi umudunu yitirmektir. Ayağın takılır da düşersen, ayağa kalkmayı hayal et. Hayallerini hayatından hiç eksik etme. Hayatın, hayalin kadardır. Hayallerini zenginleştir, hayatın zenginleşsin.”

Buna benzer şeyler söylemişti; ama ben nerdeydim, bu sözler nerde? Hayat, bir dağdan daha ağır biçimde üzerime abanıyor. Hayallerime, haramiler kılıç saplıyorlar, rüyalarımdan kan damlaması bundan. Bulunduğum mekânlar dar geliyor bana. Can havliyle sokağa koşuyorum; sokaklar, yiten insanların hikâyeleriyle dolu. Hangi mücevher sokakta sergilenmiş ki? Vitrinlere aldanmamak lâzım, sokaklar tekin değildir. Sokağın sesi, nefsin, şeytanın, dünyanın sesidir. Sokağın sesi, ruhu korkutan, sindiren sestir. Sokakta, her adımda altına rastlasan aldanma; o, altın da olsa, kan izidir. Ne ki sokağın çocuğudur o, selâmın ve emanın düşmanıdır. Sokaktan uzak olan felaha ermiştir.

Sokak, dünya değirmenine su taşıyan insanlarla dolu: Her taraf su, her yan un. Herkes çok şey söylüyor da hiçbir şey demiyor. Karmaşadan hikmet doğmaz. “Buyurun, çok güzel gömleklerimiz var, marka bunlar marka” diye bağıran satıcı bile bana değil, kendi cebine sesleniyor.

“Herkes, her halde kulluk içredir, kime kulluk ettiğine dikkat et!” demişti. Evet, mabudların isimleri değişik olsa da kulluklar devam ediyor. Nuh (as) zamanında mabudların adı “Ved, Suva, Yegus, Yauk, Nesr” idi. Hz. Peygamber zamanında “Lat, Menat, Uzza, Hubel”di. Şimdi ise, “spor, müzik, sex, para, şöhret...”tir. Sen neredesin, duruşun nicedir?

“Leylâ’da neyi aradığın önemlidir” demişti. Leylâ’da neyi arıyordum ki? Ten mi, can mı? Dilin yoksa acı ile tatlıyı nasıl ayırırsın? Gönül dili mi ayırır Leylâ ile Mevlâ’yı? O nerede?
Bir zamanlar bir kedinin durumuna hayret etmiştim! Bir deliğin başında, fareyi yakalamak için saatlerce beklemişti. Amacı belliydi, ona kilitlenmişti. Sonunda amacına ulaştı, fare ağzındaydı. Kuyruğunu kıvırmış, muradına ermişti. Benim amacım ne? Ekmek mi, kadın mı, şöhret mi? Ne? “Herkesin amacı bunlar” demişti, bir arkadaşım. Fakat o öyle demiyordu: “Kalp altınla halis altını mihenk taşına vurmayınca, altının ayarını anlayamazsın.” Mihenk taşı nedir? “İman ve teslimiyet” demişti. Ve eklemişti: “İki tür kamış da bir dereden su içtikleri halde birinin içi bomboştur, diğerinin içi şekerle doludur.” Doğru, bir damla su, sedefin içine girince inci oluyor, yılanın ağzına düşünce zehir oluyor.

“Birisi yer, yediği şeyler cimrilik, çekememizlik huylarını meydana getirir. Bir diğeri yer, yediklerinden Hakk’ın, hakikatin nûru ortaya çıkar.” Sanki anlar gibi oluyorum. Et yiyor biri, yumruk atıyor, öbürü de et yiyor, bir yetimin başını okşuyor. Aynı araçları farklı amaçlara dönüştüren bir merkez var insanda. “Kalp” demişti bana, evet kalp.

Leylâ nerdesin? Zülüflerin dökülmüş müdür? Bana bakan gözlerin birden toprağa düşerdi. Beni toprağa gömen işte o bakışlarındı Leylâ! Kaç kez gömdün toprağa beni, kaç kez dirildim Leylâ! Beni dirilten aşkımdı. “Benim gönlümden senin gönlüne pencere var” demiştin Leylâ! Sözlerin, içinde iğne bulunan ekmek gibidir; dilime değil, yüreğime batıyor!

Leylâ’nın gözlerinin rengini bilmiyorum, onun gözlerinin rengini de. Gözler nasıl toprağa düşer anlaşılamaz. Leylâ’da mı onu gördüm, onda mı Leylâ’yı, onu da bilemiyorum. İçimdeki dağın buzunu önce eritip su yapan, sonra onu buharlaştırıp okyanusa taşıyan kim?

Sokaklar tekin değil mirim. Sokaklarda ne Leylâ’ya rastlarsın, ne de Mecnûn’a. Nice ruhlar sokakta gömüldü toprağa. Sokak, nefsin, şeytanın, dünyanın adresidir. Senin adresin neresi?
Ve eklemişti: “Leylâ’nın gözlerine iyice bak! Ordan Mevlâ’yı bulabilirsin, ama bir daha dönme sokağa, dönersen helâk olursun! Bir şartla, öyle bir dön ki, sen âlemin Leylâ’sı olasın!”

                 
_____________________________________________


    RABBIM huzuruna çiktigimizda yüzümüzü  kara eyleme

                eger bizi bize birakirsan halimiz ne olur

                     sensiz bi hiç sesiz viraneyiz 

       seninle hayat bulur seninle varoluruz ALLAH im

 
 
-
  33 ziyaretçi (55 klik)



 
 
google-site-verification: googlecdf598fa89edb0c8.html
Online Sayaç
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol